6 Mayıs 2010 Perşembe

Get Ready Set Cook

Yemege merakimin nerden geldigini, cocukluk anilarim aklima geldikte daha iyi anlamaya basliyorum. BBC'de Ainsley Harriot'un sundugu programi ablamla televizyon karisina gecer izlerdik. Yaplilan yemeklere de en sonunda biz yorum yapar, hatta kirmizi domateslerin mi yoksa yesil biberlerin mi kazanicagi hakkinda tahmin yuruturduk.


Artik ablamla oturup televizyon izleyemiyorum ama gene televizyon programlari sayesinde kendimi gelistirmeye devam ediyorum. Beni en cok suanda bu isi sevmem ve enerjisiyle beni atesleyen mutfak insani, suphesiz ki beni taniyanlarda bildigi gibi, Gordon Ramsay. Gordon actigi ilk restrorant Aubergine den sonra bircok televizyon programinda boy gosterdi ve gosteremeye de devam ediyor. Benim izlediklerim arasinda en iyisi The F Word.



The F Word- f stands for food - size yemegin nerden nasil geldigini (ozellikle etin) nasil pisirmeniz gerektigini hem komplike yemeklerin kisa yollarini cok guzel bir sekilde gosteriyor. Kisin yanina gittigim bir arkadasima elimdeki butun serileri verdim ve birde o da yemek yapmaya daha ayri bir ozen gostermeye basladi.


Nerden esti de yemek ve teleziyon konularina girdim bilmiyorum ama ilk bunlari dusunerek yazmamistim basligimi.


Get Ready, Steady, Cook ! Aslinda yaza start verilmesini hatirlatigi icin kullandim en basta. Yaz resmen geldi, gunes civil civil oldu. Hava bir tuy gibi oksamaya basladi bizleri. Ben de yazin tam programima oturmadim henuz ama bu firsati degerlendirip artik kendi resimlerimi cekmeye cikim burada kullanmak icin.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder