25 Şubat 2010 Perşembe

food inc, evil corp, endrustrilesme, makinelesme, gdo

Evet I. ve II. Dunya savasiyle birlikle hizli ve ucuz uretmek icin elimizden geleni yapiyoruz. Hem de bir cok anlamda urettigimiz herseyde bunu gormek mumkun, ve de tukettigimiz. Aslinda artik daha saygisizca ve cabuk da tuketiyoruz yiyecekleri, bilgiyi ve cok ileri gidersek sevgiyi :).

Amacim konuyu toparlanmayacak kadar cok dagitmak degil ama yediklerimiz uzerinden biraz felsefe yapamk istiyorum. Evet endustrilesme ile birlikte daha az uretici, daha verimli topraklar elde ettik ve uretirken insani degersiz kildik, insani sadece tek bir is yaparak yenilebilir yaparak. Teknolojiyi bu sekilde kullanmaya bu degisen sistemin acik deliklerini kapatmaya calisarak gelistirdik. Peki neden teknolojiyi ve gelisimi daha cok birbirinin bozukluklarini kapatabilecek uluslararasi olmayan sirketlerle ve kendi uretiginin degeri bilen bircok ureticiyle degistirmedik? Neden daha cok ozverili uretici yerine daha az ureticiyi tercih ettik? Bu sorunun cevabini bilmiyorum. Belki de hersey o zaman cok daha masum gozukuyordu...

Food Inc.
gozunu hala acamayanlara, mutfagina neler aldiklarindan haberi olmayanlara uretim sektorunu bir guzel tanitan bir film.

Madem gerceklerin, sebep-sonuclarin farkina varmaya basliyoruz. Nasil degistirebiliriz neler yapabiliriz? Filmde gosterin kanit tutun endustrisinin ve tutune karsi gelistirilen savunmanin nasil seneler icinde bu sektoru degistirdigi yonunde. Ikinci guzel kanit ise amerikan buyuk supermarket zinciri walmart'in nasil reyonlarindaki urunleri organik tarim urunleriyle degistirmek icin attigi adim. Ama bu klasik lafi soylemeden edemeyecegim: en buyuk rol bizlerde. Cunku biz sectigimiz, yedigimiz urunlerin sahipleriyiz. Eger bizler secmezsek, nesilleri tukenecek ve yerine bizim sectigimiz urunleri gormeye baslayacagiz alisveris yaparken (dogal seleksiyon gibi).

Ben gelcekte verimin uretimdeki tek kistas olmadigi,uretici sayisinin arttigi, uretirken ve tuketirken daha saygili olacagimiz bir dunyayi hayal ediyorum.

Benzer konularda bilgi almak isteyenler icin, internette slow-food, turkiye de ise Defne Koryurek'in yazilarini ve fikir sahibi damaklari arastirip ogrenebilirler.

Yazimida filmde gecen "aslinda bu bir domates degil aslinda bu sadece idea olarak bir domates" cumlesinin bana hatirlattigi Rene Magritte'in bir eseriyle bitirmek istiyorum. Biraksaniz bir paragrafta bu konuyu sanatla baglardim da neyse.. :)


Ceci n'est pas une pipe, Rene Magritte 1928 (bu bir pipo değildir)

Cocuktum

Çocuktum
Hep kardan adamlar süslerdi düslerimi
Büyüdüm
Hep kandan adamlar oydular yüregimi

Çocuktum
Hep ölümsüz asklari okurdum masallarda
Büyüdüm
Ne asklar satildi o körkütük masalarda

Çocuktum
Serefti itibardi bütün kapilari açan anahtar
Büyüdüm
Hiçbir güç tanimadim para kadar

Çocuktum
Saçlarindan yakalardim ümitleri
Büyüdüm
Ezberledim bütün ihanetleri

Çocuktum
Yasam bir yagmur gibi düserdi avuçlarima
Büyüdüm
Simdi hep çocuklugum geliyor aklima

Sakin
Sen büyüme çocuk!

Bilgisayarimin bir kosesinden cikiverdi bu AHMET SELÇUK İLKAN siiri. Kaybolmasin diye..

8 Şubat 2010 Pazartesi

Gündüz Öğrenci Gece Aşcı


Gündüzlerimi derslere giderek, ödev yaparak, toplantılara girerek ve paper okuyarak geçiriyorum. Bazı öğleden sonralarıysa koşmaya gidiyorum. Ama o haftasonları alışverişe gitmek ve haftaiçi akşamları yok mu! Bütün gün akşam eve gidince yapacağım yemekleri, deniyeceğim yeni şeyleri hayal ediyorum. Acaba kekik de koysam mı? Yoksa yeni aldığım pirinçle mi yapsam.. Ay daha mavi peynir var dolapta, en iyisi domates çorbası yapayım. Eve gelip kurulmak, öğrenci önlüğümü çıkarıp mutfak önlüğünü giymek bütün geceleri keyifli kılıyor.

İşin komik tarafı, önce o kadar yemeği yapıp sonra bunları kim bitircek diyorum her seferinde. Ay bozulmasın diye fazladan birkaç kaşık koyabiliyorum tabağıma. Oda arkadaşlarım artık benim mutfaktaki varlığımdan rahatsız olmaya başlayacaklar diye korkuyorum. Her akşam bacası tüten bir fırın gibi mutfaktan bana dayanılmaz olan ama belki onların hoşuna gitmeyen kokular yükseliyor.

En son yaptığım zencefilli adam kurabiyelerini oda arkadaşım çok beğenmiş olmalı ki, bugün beni ilk gördüğünde kalan kurabiyeler olup olmadığını sordu.

6 Şubat 2010 Cumartesi

M01E05

Jack of all trades
Beirut
Zeki Muren

No episode next week!